27 Kasım 2010 Cumartesi

YENİDEN BODRUM YENİDEN OLTA ve BALIK







Turgutreis de güneş batışı muhteşemdi




Bayramda tekrar bodruma kaçtım hava her zamanki gibi cok güzeldi.Bu bir haftayı cok iyi değerlendirmeye kararlıydım.Bu arada 23 Kasımda denize girerek kendi rekorumu kırdım.Bodruma bu aylarda bahar geliyor. Tepeler yeşerip çiçekler açıyor,çeşitli otlar ve mantarlar çıkıyor.Bende komşu hanımlarla ot toplamaya aspata çıktım,Kuzu kulağı,su teresi,labada,ebe gömeci,dağ marulu topladık.Özellikle su teresi çok lezzetliydi. Ot toplarken bu resimdeki güzel mantarları ve salyangozları gördüm..Sizin için resimlerini çektim.Tabi benim balık ve olta hevesim tekrar gündeme geldi. Bu resimlerde gördüğünüz balıkların adı BAKALORYA ,eti beyaz ve mezgite benziyor. Benim tuttuğumu düşünmeyin sakın ben sadece  onları kızarttım  ve mutlu son masaya geldiler,afiyetle yedik..Artık kesin dönüş zamanı geldi,biraz hüzünlü ayrıldık Bodrumdan..Nisana  kadar elvada.....

6 Kasım 2010 Cumartesi

KÜÇÜK AKVARYUMDA VEDA

Ben her sene 19 Mayıs da Bodrumda deniz sezonunu açar,29 Ekimde de kapatırdım.Bu sene Bodrumluların sarı yaz dedikleri günlerde Bodrumdaydım.Bu günler Kasım başında başlıyor 3 veya 4 hafta sürüyor. Hava sıcaklığı 24 derecenin altına hiç düşmedi, deniz Ağustos ayındakinden bile sıcak.Hemen hemen hergün denize girdim,ama bugün veda zamanıydı ve veda günü hep en güzel gündür.Deniz gözlüklerimi ve paletlerimi taktım,biraz uzun yüzmeye ve belki şanslıysam akyaları görmeye niyetliyim.Akyalar sürü halinde bazen küçük balıkların peşinde bizim koya gelirler 4 senede 1 kere gördüm.Su ılık deniz berrak balık boldu ama Akyalar yoktu,tam çıkarken kayalıklarda hareket eden bir taş gördüm biraz dikkatli baktım,taş kollarını açtı ve bembeyaz karnını ve kollarını bana gösterdi,Bu kocaman bir ahtapottu .Ben tabi hemen bu ahtapotun yarısından makarna sosu yarısından da güzel bi salata yaparım diye düşündüm ah birde yakalayabilseydim.Denizden sonra eve geldik, ama benim aklımdan deniz mahsülleri şöyle kalamarlar karidesler falan geçiyor.Hemen akyarlara inmeye hem bir çay içip hem de balık bakmaya gittik.Balıkçılarla biraz konuşunca bu aralar kalamara çıkan bi tekne olduğunu öğrendim,biraz oralarda oyalandım,tekne geldi .Onlarda 3 tane iri kalamar aldım ama karides yok onu da mecburen marketten aldım ama şöyle iri olanlarından.Eve gelince kalamarları halka halka kesip karbonatlı ve şekerli suya koydum 1-2 saat beklediler.Sevgili eniştem Çiko dan öğrendiğim deniz mahsüllü makarnayı yapmaya başladım.. Temel malzeme sızma zeytinyağ,sarımsak ve domates.Sarımsakları ve küçük kestiğim domatesleri{en güzeli doğranmış domates almak} zeytinyağında kavurdum önce kalamarlarını atıp biraz pişirdim sonra karidesleri attım ah o ahtapottan biraz olsaydı cok iyi olacaktı.Aslında kayalardaki küçük kabukluları da atsam olurdu -bu arada kabukluların adı pikalides-ama hava karardı.sonra evdeki beyaz şaraptan bir bardak koydum tuz ve tabi biraz acı biber atıp altını kıstım. Makarna suyunu koyup deniz kabuğu şeklindeki barilla makarnanın yarısından biraz fazlasını pişirdim.Bu arada sos çok güzel pişti.Makarnaları süzüp,sosun tamamını üzerine döküp iyice karıştırdım. kocaman bir tabak kendime ve kocaman bir tabakta eşime hazırladım,üzerine benim tabağa maydanoz.eşime de biraz iri ceviz koydum....Şimdi size ukalalık edip televizyonda seyrettiğimiz yemek programlarındaki gibi bu makarnayla şu şarabı için demem lazım ,ama siz sos için açtığınız şarabı için.. ben öyle yaptım.Aslında veda yemeği şahane oldu.....

3 Kasım 2010 Çarşamba

BİR OLTAYLA NELER YAPILABİLİR

Biz kadınların terapi için yaptıkları bir sürü şey vardır. Yemek yapmak,örgü örmek, arkadaşlarla çene çalmak,resim yapmak,yürümek,yüzmek, işte daha birsürü şey .. Ama ben bugün bişey daha keşfettim. Bir olta..... Bugün Akyarlardaki kahveye gittik kahvemizi içtik ve ben balık tutanları seyretmeye başladım. O kadar huzurlu görünüyorlardı ki dönüşte kendime bir olta aldım, hemen plaja indim tüm techizatımı yanıma aldım.gözlük çapka su ekmek kayalarda yürümek için ayakkabı. neyse olta çantamı koluma takıp plajın sonundaki kayalıklar gittim. oltamı çıkardım ekmekleri 4 küçük kancaya taktım ve savurdum.Kancaların 2 si mayoma 2 sıde koluma takıldı.olsun bu ilk dedim tekrar denedim eh hemen aşağıya kayalara düştü.. tamam yılmak yok tekrar attım biraz uzağa gitti ve küçük balıklar hemen ekmeklerimi yedi..neyse tekrar tekrar her atış daha iyi ama güneş tam karşımda.. sonra kancaları ve ucundaki kurşunu bir türlü çıkaramadım kayalara bi yere takıldılar misina koptu.. ama yine moralimi bozmadım yedekleri var.. oltamı topladım kayalarda yürürken-kaya koruğu denen bi bitki gördüm biraz topladım,haşlayıp sirke,sarımsak ve sızma yağ ile güzel bi salata yaparım dedim biraz dikkatli bakınca kayalara yapışmış küçük kabukluları gördüm adlarını bilmiyorum ama Bozcaadada bunlarla cok güzel pilav yapıyorlardı..biraz da onlardan kazıdım çünkü kayalara cok sıkı tutunmuşlardı..3 saat geçti keyfim yerinde moral bozucu hiç birşey aklıma gelmiyor sadece Kasım güneşinde biraz yandım... Biraz yüzdüm su güzeldi..
Saat 4 oldu güneş Aspatın arkasına gitti..eşyalarımızı toplayıp eve geldik.Ama benim enerjim hala yerinde.Sabah kalktığımda her taraf çiğ olmuştu ve cok ıslaktı.. Bu havada mantarlar olur deyip aspatın altında biraz gezindim.. evet küçük beyaz çayır mantarları çıkmıştı ah birde zehirli olup olmadıklarını bi anlasam akşam yemeği tamam olacaktı bu arada hayatımda gördüğüm en beyaz salyangozları gördüm cok hoş çakıl taşı kadar beyazdılar biriki onlardan topladım. Fransızlar olsaydı bu güzel hayvanları beyaz şarap ve baharatlarla bir güzel pişirip yerlerdi. Aşağı inerken Allahım doğada herşey var hiç aç kalmayız şükürler oldun dedim ama hala akşam yemeğim yok.Pazardan altığım brokolileri haşladım tavada zeytinyağ ve sarımsak ve bir domates bir küçük acı biber iyice kavurdum.brokolileri içine attım.Bu arada makarnaları pişirdim makarnanın suyundan biraz tavaya koydum ve bir küçük krema ilave ettim bişen makarnaları içine atıp biraz daha pişirdim..tabaklara koyup üstüne yazdan kalan ve iyice kuruyan parmesan peynirini rendeledim..Gördünüzmü bir olta bana ne kadar iyi geldi.. Bu arada makarnam şahane olmuştu 2 şer tabak yedik. Ama bu bi yemek yazısı değil bir oltayla neler yapılamaz yazısı