2 Şubat 2011 Çarşamba

KÖREEEEK MANTARLARININ PEŞİNDE......

Bodrumda fırtınalı , yağmurlu ve sel baskınlarıyla geçen günlerin sonunda şahane  güneşli bir hava kendini
gösterdi. Ben de kıpırdamaya ve aranmaya başladım. Ekim ayından beri peşinde olduğum Bodrumluların
Köreeek mantarı veya et mantarı dedikleri son derece lezzetli  bu mantarların izini sürmeye karar verdim ve bu işten anlayan komşularıma yalvardım. Onlarda tamam ama yollar ve köprüler sele gitmiş bakalım çıkabilirmiyiz dediler.Ama beni hiç  bir şey vazgeçiremez gerekirse yürürüz deyip yola koyulduk. Akyarlara gelince yukarıya tepelere doğru giden yolun ortadan ikiye ayrıldığını ve ortasından bir derenin aktığını gördük,neyse arabayı aşağıya bırakıp tırmanmaya başladık tabii ayaklarımızda sarı lastik çizmelerimiz var.Yol zaman zaman bir bataklık ve çeltik tarlası gibi sular  altında. Ben zannettim ki bu mantarlar tarla gibi belli yerleri var gidip yoplayacağız..ama ne gezer her çalının altına elimizdeki sopalarla bakıyoruz. Körek denilen ve mantara adını veren bitkinin etrafında dolaşıyoruz.ama nafile yok yok sanki birisi daha önce gelip hepsini toplamış.sonra komşumun eşi burada ayrılalım ben biraz daha yukarılara çıkacağım siz bu otlakta biraz arayın dedi ve gitti, gidiş o gidiş tam 4 saat sonra gelebildi. Biz de bu arada iki hanım hem arayıp hem de  otlar ve mantarlar hakkında konuşuyoruz. Ben altın bulmuş gibi zıpladım işte orada kocaman bir tane mantar vardı hemen fotoğrafını çektim ilk mantarımı bıçağımla kestim,torbama attım,arkadaşım da bir tane buldu. Bana bir cesaret geldi hadi bizde burada ayrılalım belki yalnız daha iyi ararız dedim. 2 saatin sonunda ben 2 orta boy ve 2 küçük mantar bulabildim. Bu arada başka mantarlar da buldum ama onların hepsini attık. 4 saatin sonunda tepelere  giden komşum küçük bir hazine ile döndü ,topladıklarının hepsini bana verdiler.Çok sevindim tabiii . Akşam onları hafifçe yıkayıp tuzladım biraz bekledikten sonra çıkan suyu hafifçe sıkıp küçük parçalar halinde doğradım biraz zeytinyağı,soğan ve sarımsakla bir güzel kavurdum,yanına da biraz makarna yaptım,eşimle beraber büyük bir iştahla yedik.Aslında mantarları toplamak yemesinden daha zevkliydi. Gece televizyon seyrederken benim başım dönmeye ve kalbim küt küt atmaya başladı. Kalkıp biraz dışarı çıkıp hava aldım ama baş dönmem daha da arttı.. Tamam dedim benim topladıklarım zehirliydi anlamadık ve bu dağ başında mantar zehirlenmesinden öleceğiz,eşime baktım sakince kitabını okuyor. Tansiyonumu ölçtüm küçük 10 büyük 17 Tabii ben de panik başladı, hemen eşimin tansiyonuna da baktım 10 ve büyük 18 tamam







dedim gidiyoruz.Hemen birer tane tansiyon haplarımızdan içtik,biraz limon suyu sıktım onu da içtik. Ama ben panikten ölecem dakkada bi tansiyon ölçüyorum kesin zehirlendik diyorum, şimdi bu dağın başına ambulansta gelmez buralarda ölüp kalırız.. Neyse tansiyonum yavaş yavaş düştü baş dönmem geçti, paniklemem de geçti ama hala uyamak istemiyorum...Sabah başıma gelenleri  komşularıma anlatınca cok kızdılar . Hepsini mi yediniz bunlar çok güçlü besinlerdir içlerinde  çeşitli mineraller vardır ve tansiyonu yükseltir dediler.Bende niye bunu dün söylemediniz diye onlara kızdım.. İşte Körek mantarları cok lezzetliydi..ama az yemek şartıyla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder