31 Ekim 2010 Pazar

İSTANBULDAN KAÇIŞ

-Bu sabah yağmur var istanbulda- MFÖ;nın en sevdiğim şarkılarından birisidir,ama 10 gün yağan yağmur can sıkıcıdır.İstanbuldan kaçmak için 1000 tane sebep sayabilirim.Gürültü,trafik,kalabalık,soğuk,pahalılık,
komşular devamlı çalan sirenler,evimi su basması,7 haftadır mutfağımın olmaması falan filan ...Aniden bodruma kaçma biraz nefes alma kararı aldık,hemen o sabah yola çıktık.Hava güneşli ve sıcak Balıkesirden sonra 22 derece oldu herzamanki mola yerimiz Akhisarın çarşı içindeki köftecide yemek yedik .
Akşam üstü saat 16 da Turgutreis pazarındaydım.Hemen pazara daldım önce otlar,peynirler,içi limonlu ve portakallı zeytinler,bodrum mandalinası{kilosu 1 lira} sonra kocaman bir bazlama aldım.ama gözüm diğerlerinde
üzümler domatesler köy biberleri minik salatalıklar bana bakıyor.Elim kolum dolu aldıklarımı arabaya yerleştirdim.Turgutreis sahilinde güneşe karşı güzel bir bira içip yorgunluk attık.. Allahım bodrumda olmak cok güzel, hava güzel, karşıda güneş kızarmaya başladı, biz de evimize geldik.Tabii evin durumu biraz moralimi bozsa da aldırmadım... Sabah yine güneşe uyandım hızla verandayı yıkayıp güzel bir kahvaltı hazırladım.. bazlamaları ısıtıp aldığım peynir ve tereyağ ile bir güzel yedim 4 bardak çay içip işe koyuldum..Çamaşırlar yıkandı ev temizlendi..domatesli biberli ve tabii acılı kocaman bir tencere bulgur pilavı yaptım yanına cacık bol sarımsaklı öğle yemeğimizdi. Biraz dinlenip güzel bir kahve içince tüm
yorgunluğum geçti. Bir torba ve birde keserimi alıp aspat dağına yürüdüm Yazın yılanlardan korktuğum için dağa çıkamamıştım,inşallah şimdi kış uykusuna yatmışlardır. Bu arada komşunun bahçesini oyan yaban domuzları ile karşılaşmam inşallah diye düşündüm.Yolda 3 kişiyle arşılaştım,aramızda şöyle bi konuşma geçti..-Dağda avlanan sizmiydiniz -Evet abla ama keklikler kaçtı-İyi olmuş ne yapacaksınız vurup güzelim kuşları -zaten vuramadık.sen o keserle ne yapacaksın -ot toplayıp mantarlara bakacağım.-Yok daha mantar olmaz daha fazla yağmur lazım-dediler.Zaten ben de mantardan anlamam neyse biraz yukarılara çıktım her taraf yeşermiş dağ nergisleri açmış kayaların dibinde küçük dağ siklemenleri gördüm,kendime fotoğraf makinamı yanıma almadığım için kızdım,biraz nergislerden topladım kokuları inanılmaz güzel.
Hala enerjim varken akşam yemeği hazırladım pazardan aldığım hardal otunu haşladım biraz sucuk,peynirler,limonlu zeytinlerden ve üzüm çıkardım evde kalan şarabı açtım,derken hava karardı ama hala hava cok güzel terasda yedik.İşte bodrumda 1 günüm böyle geçti. Bodruma niye kaçtığımı anladınızmı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder